Antakya'da, çok miktarda ipek, zeytinyağı ve sabun ticaretinin yapıldığı yazılıdır. Kamus'al Alam'da verilen bilgilere göre, mümbit ovaları, dut, zeytin ve çeşitli meyve ağaçları ile dolu olan Antakya'da ipek ve zeytinyağı üretimi büyük miktarlara ulaşmaktadır. 1890'da Antakya'nın tahıl dışındaki en önemli ürünü 1.560.500 okka ile zeytindir.
Ali Cevad'ın 1895 tarihli Memalik-i Osmaniyye'nin Tarih ve Coğrafya Lugatı'nda verdiği bilgilere göre, Antakya'da zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimi çoktur. XiX. yüzyılın sonlarına doğru Antakya'daki 10 kadar sabun işliği her yılortalama 1.300.000 okka sabun üretmektedir. Üretilen sabunun yerel tüketim dışında kalan miktarı Anadolu'nun diğer vilayetlerine gönderilmektedir.
H.1319- M.1901 tarihli Halep Vilayeti Salnamesi'nde verilen bilgilerde; "Antakya kazasında külliyatlı zeytin eşcarı (ağaçları) ve derQn-1 (iç) beldede müteaddit sabunhaneleri mevcut olup ahali zeytinyağıyla sabun tabh (pişirme) ve imal ederek Kayseri'ye, Adana, Sivas cihetlerine ve lüzumu halinde başka cihetlere de gönderilir" denmektedir. Aynı salnamede Antakya'da, 11 sabunhane, 1324 salnamesinde ise 15 sabunhane Antakya, tarihinde sabun üretimi ve sabunhaneleri ile ayrı bir yere sahiptir. Tarih boyunca kentte üretim, çoğunlukla tarım ürünlerine dayalı olmuştur. Kentin çevresinde üretime yönelik en önemli tarım ürünü zeytindir. Zeytin işleyen tesisler kent içinde yer almıştır. Özellikle çok sayıda sabun imalathanesi vardır. Defne yağından da gar sabunu yapılmaktadır. Birçok tarihi kaynak ve belgede bu konuda bilgiye rastlamak mümkündür.
Antakya'da, çok miktarda ipek, zeytinyağı ve sabun ticaretinin yapıldığı yazılıdır. Kamus'al Alam'da verilen bilgilere göre, mümbit ovaları, dut, zeytin ve çeşitli meyve ağaçları ile dolu olan Antakya'da ipek ve zeytinyağı üretimi büyük miktarlara ulaşmaktadır. 1890'da Antakya'nın tahıl dışındaki en önemli ürünü 1.560.500 okka ile zeytindir.
Ali Cevad'ın 1895 tarihli Memalik-i Osmaniyye'nin Tarih ve Coğrafya Lugatı'nda verdiği bilgilere göre, Antakya'da zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimi çoktur. XiX. yüzyılın sonlarına doğru Antakya'daki 10 kadar sabun işliği her yılortalama 1.300.000 okka sabun üretmektedir. Üretilen sabunun yerel tüketim dışında kalan miktarı Anadolu'nun diğer vilayetlerine gönderilmektedir.
H.1319- M.1901 tarihli Halep Vilayeti Salnamesi'nde verilen bilgilerde; "Antakya kazasında külliyatlı zeytin eşcarı (ağaçları) ve derQn-1 (iç) beldede müteaddit sabunhaneleri mevcut olup ahali zeytinyağıyla sabun tabh (pişirme) ve imal ederek Kayseri'ye, Adana, Sivas cihetlerine ve lüzumu halinde başka cihetlere de gönderilir" denmektedir. Aynı salnamede Antakya'da, 11 sabunhane, 1324 salnamesinde ise 15 sabunhane olduğu belirtilmektedir.
XiX. yüzyılın sonlarında, kentteki bedestenin bir kısmı sabunhaneye çevrilmiş, daha sonra büyük
ölçüde yıkılmış ve konut olarak kullanılmıştır. Bu yıllarda sabunhane olarak kullanılan başka hanlar da olmuştur.
1914'te Bağdat demiryolundan iskenderun'a bir hat çekilmesi, yetiştirilen ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırmıştır. Sabun, 1918 öncesinde ihracatta önemli bir yer tutmakta iken 1930'larda ikincil duruma düşmüştür.
1935 yılında kentte bir inceleme yapan J. Weulersse'e göre Antakya'nın çevresinde çok sayıda zeytinlikler bulunmaktadır. Bundan dolayı sabun endüstrisi gelişmiş ve ticaretin büyük bölümünü oluşturmuştur. Bu tarihte, Antakya'da 16 sabunhane vardır ve bu imalathanelerden çıkan ürünler Ankara, Amasya, Diyarbekir, Mardin, Musul ve Van'a sevk edilmektedir. Sabun ticareti, az da olsa ipek alışverişi ve batıyla olan bütün ticaretin gayrimüslimlerin elinde olduğunu belirten Weulersse, kentteki sabunhanelerden sadece 10 tanesinin çalışır durumda olduğunu yazmıştır.
Sabunhanelerin Mimari Özellikleri
Antakya'da sabunhanelerin mimarı biçimlenişieri, büyük ölçüde ortak özellikler gösterir. Plan şeması genelolarak hanlarla benzeşir. iki katlı ve avlulu yapılardır. Avlular dörtgen ya da yamuk planlıdır. Zemin katta, avlunun çevresinde kapalı mekanlar bulunur. Kapalı mekanlarda, sabunun pişirilme işlemi gerçekleştirilir. Bu kısımda, ayrıca yağın depolandığı kuyular, yönetici odası, odun deposu, ahır vb. yer alır. Kapalı mekanların cepheleri sivri kemer açıklıklı, üst örtüsü çoğunlukla haç - bazen beşik- tonozıudur. Taşıyıcı duvarlar ve geniş ayaklar ile tonozlar taştandır. Avlunun bir kenarında, üst kata çıkan taş merdiven bulunur.
Üst kat, sabunun kurutulup kesilmesi ve istif edilmesi için ayrılmıştır. Bu katın cepheleri büyük ölçüde, aralıklı yerleştirilmiş düşey çıtalardan oluşan ahşap perdeleri e kapatılmıştır. Böylelikle sabunun kurutulması için hem gölgelik hem de havadar bir mekan elde edilmiştir. Çoğunlukla uzun dikdörtgen biçimi i olan bu mekanın üst örtüsü, ahşap konstrüksüyonlu, altı açık, üstü kiremit kaplı beşik çatıdan oluşur.
Sabunun Üretim Aşamaları
Sabunhaneye gelen zeytinyağı, kuyulara boşaitılır. Tane olarak gelen zeytin ise burada, mengenede sıkılarak yağı çıkarılır ve kuyulara alınır. Yer altında gömülü olan kuyulardaki yağ, işleneceği zaman tulumbalarla çekilir ve pişirme kazanına doldurulur. Demir kazan, kesik koni biçimindedir. Ocak bölümü zeminin altındadır. Buraya basamaklarla inilir ve ocak yakılır. Kazanın yakınında bulunan baca, ikinci katta, çatının üst seviyesine kadar yükselir ve ocağın dumanının dışarı atılmasını sağlar. Kazana, pişme sırasındaki taşmaları engellemek için kapasitesinden biraz daha az miktarda malzeme konur.
yaklaşık 2 saat (zeytinyağı kaynamaya başladıktan) sonra % 14 oranında defne yağı ve % 11 oranında su eklenir. Daha sonra ocağın ağzı kapatılarak sabun, ertesi güne kadar dinlenmeye bırakılır.
ikinci gün, hala sıcak ve akıcılığını kaybetmemiş olan sabun "savata" adı verilen uzun kulplu kovalarla çekilerek "plato" denen, silindir biçimli karıştırıcıya dökülür. Kazandaki sabunun tamamının karıştırılabilmesi için platonun 6-7 kez doldurulması gerekir. Her dolumda, karışıma % 17 oranında defne yağı eklenir. Karıştırma işlemi bittikten sonra sabun, "satı!" adı verilen kovalara doldurularak kalıplara dökülür. Sabun, üst kattaki kalıplara aktarılmak üzere zemin kattaki tonazun merkezinde bulunan dörtgen biçimli bir boşluktan yukarı çekilmektedir. Dökülen sabun mastarlanarak ortalama 5 cm kalınlığına getirilir. Kazanın dibinde kalan sabun, tabanında delikler bulunan savatalarla alınarak suyun kazanda kalması sağlanır. Bu sulu tortu, kazanın dip kısmındaki bulunan vana açılarak tenekelere doldurulur.
Üçüncü gün kazana zeytinyağı konup ocağın yakılmasıyla sabun üretim süreci yeniden başlar. Zeytinyağı kaynayana kadar, üst katta, kalıplarda katılaşmış olan sabunun kesim işlemi yapılır. Sabun bıçağıyla kalıplardaki sabun boylamasına ve enlemesine kesilir. Kesim işlemi tamamlandıktan sonra üzerinde sabunhanenin mührünün bulunduğu ahşap tokmakla sabunlar damgalanır. Toplanan sabunlar, üst üste konarak, kesik koni biçiminde kümeler halinde istiflenir. Sabunlar artık satışa hazırdır. Kalıplarda kalan sabun artıkları kazanda kaynamakta olan zeytinyağının içine atılarak değerlendirilir.
Günümüzde Antakya'da Sabun Üretimi ve Sabunhaneler
Antakya'da özellikle XiX. yüzyılda önemli bir yere sahip olan sabun üretimi son yıllarda oldukça azalmıştır. Üretim evlerde, daha çok kırsal kesimde, ailelerin kendi ihtiyacını karşılayacak düzeyde sürmektedir. Sabunhanelerin çoğu ise kapanmış ya da işlev değiştirmiştir. Üretimin sürdüğü yerlerde, zeytinyağı ve özellikle defne yağı oranı azaltılmış olup kimyasal maddelere ağırlık verilmektedir. Defne ağacının, sabun imalatı için gerekli yağın elde edildiği meyvesi büyük oranda Halep'e ihrac edilmekte ve oradaki sabunhanelerde işlenmektedir.
Şeyhoğlu sabunhanesi
Bugün, Kurtuluş Caddesi'nde, eski Selahattin Ökten Sabunhanesi'nde özel bir şirket üretim yapmaktadır. 1574 yılında inşa edilen ve XiX. yüzyılda sabunhaneye dönüştürülerek 1969 yılına kadar sabun imalatına devam edilen Sakallu Mehmet Paşa Hanı, yakın dönemde restore edilerek iş hanına dönüştürülmüştür.alt Kurtuluş Caddesi üzerinde, 1860'larda sabunhane olarak inşa edilen Şeyhoğlu Sabunhanesi, 1960'lara kadar işlevini sürdürmüş, 2003 yılında restorasyon u tamamlanmış olup halen butik otelolarak kullanılmaktadır. Karşısında bulunan Aselci Sabunhanesi harabe halindedir. Hasan Ökten Sabunhanesi atıl durumdadır. inneplik Caddesi'ndeki sabunhanenin bir kısmında sadece zeytinyağı üretimi yapılmakta olup diğer kısmı büyük ölçüde harap olmuş, özgün biçimini yitirmiş, yeni eklentilerle değiştirilmiştir. Burada farklı amaçlı dükkanlar bulunmaktadır. Kentte, günümüze kalan sabunhaneler, asıl işlevlerinin yanısıra özgün mimari kimliklerinden de çok şey kaybetmiş durumdadırlar.