Yoğunoluk Yaylası Eski bir kilise. Bir taş üzerinde 1896 yazısı göze çarpıyor. Kilisenin üzerinde yeni yapılmış bir cami. Kilise, bir zamanlar burada yaşayan Ermeniler tarafından yapılmış. 1940'lı yıllarda Ermeniler köyden göç edince, kilisenin bir bölümü cami olarak kullanılmış. Böylece bina yıkılmadan korunmuş. Sonra, üç-beş kuruşu olan köylüler demişler ki, "yahu bu iş böyle olmuyor, gelin şuraya bir cami yapalım." Köyde yer yok. Tutmuşlar kilisenin üzerine briketten bir cami yapmışlar; yanına da bir minare. Altı kilise, üstü cami.
Sağda solda şöyle omuz vursan yıkılacak taş evler; şirin mi şirin. Yanlarında, yeni yapıldığı belli beton, ucube evler sırıtıyor. Az yukarıda ise koca bir bina. Köyün Kültür Merkezi imiş. Fransız işgali döneminde inşaatı bitirilememiş bir okul diyorlar. Samandağ Kaymakamı girişimleriyle restore edilmiş. içerisine masalar, dikiş makinaları konmuş. Köyün kızları için burada kurs açılırmış.
Gelen turistlerin hayran kaldığı, köyün gurur duyduğu bir bina. Yollar kilittaşı ile döşenmiş. Atlılar geliyor; beş mi desem, on mu desem. Dağlardan gelip köyün sokaklarına doluşuyorlar. Üzerlerinde dolu çuvallar. Defne yaprağı köyün en önemli gelir kaynağı imiş. Vatandaş dağlardan toplar, sonra da köye gelen alıcılara satarmış. Biraz da zeytincilik gelişmiş. Köyün başka da bir geliri yokmuş.Muhtar 1870'li yıllarda buralara yerleştiklerini söylüyor. Yoğunoluk ve çevresindeki köyleri n 1800'lü yıllarda padişah fermanıyla Mihail isimli bir Hristiyana verildiğini (vakfedildiğini), o tarihten sonra da buradaki binlerce dekar vakıf arazisinin köylüler tarafından kiralanarak işletildiğini belirtti.
Yıllarca bir arada ve birlikte yaşamalarına karşın, Hatay'ın Anavatan'a ilhakından sonra bu köylerde yaşayanlar göç etmişler. Boşalan köylere, daha kuzeydeki köylerde yaşayan Türkmenler yerleşmiş. Az aşağıdaki Vakıflı Köyü'nde hala Ermeniler yaşıyor ve gayet mutlular.
Kaynak: Hatay Aylık Kültür ve Keşif Dergisi..